ANADOLUNUN YILKI ATLARI

ANADOLUNUN YILKI ATLARI

İsmi Orhun kitabelerinde de geçen yılkı atları, Türkçede kendi başına serbest dolaşan atlar anlamına gelmektedir. Yüzyıllardır Anadolu’da kullanılan atlar, yaşlandığı zaman sahipleri tarafından yeniden doğaya bırakılıyor. Zamanla doğada kendi başına hayatta kalmayı başaran atlar, kendilerine eş bulup çoğalarak, dağlarda özgürce bir yaşamın tadını çıkarmaktadırlar.  Yılkı atları doğanın tüm sert koşullarına alışmış, otçul beslenen büyük karınlı ve vahşi hayata alışmış hayvanlardır. Anadolu’da yılkı atlarının yaşadıkları bölgeler şuralardır:

  • Spil Dağı- Manisa
  • Erciyes dağı etekleri- Kayseri
  • Karaman – Üç kuyu
  • Dinek – Karacaören
  • Karadağ köyü- Karaman
  • Sorkun Çam oğlu Köyü- Afyon

Toplu koşuları ile başlayan rüzgara kapılmış yeleleri ve ovalarda yankılanan sesleri ile yılkı atları, doğanın en güzel notalarından birisidir. Sanayi ve endüstri merkezli hayatın genişlemesi ile kendilerine yaşam alanı bulmakta zorlanan atların sayısı azalmaktadır. Bir yandan köylerde yaşlanıp işten çekilen yaşlı atların katılımıyla varlıkları devam etse de gelecek yıllarda varlıklarını devam ettirme konusunda daha da zorlanacakları bir gerçek. Yaklaşık 20 ila 30 yıl yaşayan atların tarih boyunca insan hayatındaki en önemli hayvanlar oldukları, bilinmektedir. Araştırmalar 1950’li yıllardan sonra faytonlarda çalışamaz duruma gelip doğaya salınan atların, Yılkı atların yaşam modelini oluşturduğuna işaret ediyor. Bir anda sahipsiz kalıp doğal hayatta ayakta kalmaya çalışan bu cengaver ruhlu atların doğaya daha çok yakıştığını söylemek, yerinde olacaktır. 10 ve 20’li gruplar halinde gezen yılkı atları kendi içlerinden bir lider belirleyerek, grubu onun idare etmesini isterler. Lider yılkı atı diğer atlar su içerken etrafı gözler, eğer bir tehlike sezerse ön ayaklarını güçlü bir şekilde yere vurarak arkadaşlarını uyarır. Vahşi doğada hayatta kalmak için iş birliği yapmanın çok güzel bir örneğidir bu olay.

Yılkı atlarının yaşamlarını sürdürmeleri önündeki en büyük engel kış aylarında yiyecek bulamayıp güçsüz duruma düşmeleridir. Başta Kurt olmak üzere pek çok vahşi hayvanın saldırısına uğrayan atların birçoğu, evcil yaşamdan geldiği için bu saldırılar sonucu ölmektedir.  Doğanın asil canlılarından olan yılkı atlarının yaşamlarını devam ettirebilmeleri için aslında birkaç eylem planını devreye sokmak yeterli olacak. Kış aylarında onların geçtiği noktalara yiyecek bırakmak, sığınacak kapalı ve güvenli barınaklar inşa etmek ve uzaktan gözlemleyerek yaşayacakları bir tehlike anında onlara yardım etmek. Böylelikle insanoğlu, tarih boyu birlikte yaşadığı ve çoğu zaman kendini emanet ettiği atlara olan vefa borcunu, bir nebzede olsa ödemiş olacaktır.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*