GenelKültür SanatPolitika

BİLGE KRAL “ ALİYA İZZETBEGOVİÇ”

Aliya İzzetbegoviç, dünyanın onu anlattığı adıyla “Bilge Kral”, Avukat, Aktivist, Filozof, Yazar ve Siyasetçi.  8 Ağustos 1925 yılında dönemin Yugoslavya Krallığı sınırları içinde yer alan Bosanski Šamac kasabasında dünyaya geldi. Ailesi, Osmanlı devletinin çekildiği Sırbistan’dan 1868 yılında Bosna Vilayetine taşınan Belgradlı Aristokratlardı. Dedesi,  Üsküdar’da askerlik görevini yaparken anneannesiyle tanışan Aliya, 5 kardeşli evin 3. Çocuğuydu. İzzetbegoviç’in dedesi doğduğu Bosanski Šamac kasabasının bir dönem belediye başkanlığını yapmıştır. Aliya ailesi bölgede sözü geçen ve saygın insanlar olarak yaşamışlardır. 1927’de babası iflas eden Aliya İzzetbegoviç, eğitimine devam etmek için Saraybosna’ya taşınır. eğitim hayatının tamamı Saray Bosna’da geçmiştir.

1941 yılına gelindiğinde İzzetbegoviç, Müslüman Kardeşler yapısından büyük bir ilham almış ve Genç Müslümanların (Mladi Muslimani) kuruluşunda aktif rol üstlenmiştir. 1944 yılının ortalarında İzzetbegoviç, kral yanlısı Çetnikler tarafından gözaltına alınır, fakat 1914’te kırk Sırp rehinenin serbest bırakılmasını sağlayan dedesinin hatırı büyüktür ve ona olan minnettarlığı nedeniyle Çetnik voyvodası Begoviç’i serbest bıraktırır. II: dünya savaşının tüm dehşetiyle sürdüğü yıllar geride kalınca art arta ülkelerde iç hesaplaşmalar baş gösterir. İzzetbegoviç de bu hesaplaşmalar içerisinde kalanlardan olacaktır. 1946’da Yugoslav komünistleri tarafından tutuklanır ve mahkumiyeti başlar. Nazilerle işbirliği suçlamasıyla üç yıl hapis cezasına çarptırılmıştır. Hapisten çıktıktan sonra Saraybosna Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olarak siyasete girer. 13 Ocak 1946’da Yugoslavya SFC altı federal cumhuriyet ile iki özerk bölgeden oluşan yapıya dönüştürülür. Bu cumhuriyetlerden biri de Bosna-Hersek Cumhuriyeti olacaktır. Aliya İzzetbegoviç’in mücadelesi henüz yeni başlamıştır. Komünist rejim ülke yönetimini ele geçirmiştir ve dinlerin toplumsal hayattaki varlığını engelleyecek politikaları hayata geçirmeye başlar. İzzetbegoviç, politik İslam’ı savunduğu ve ateizme karşı olduğu için komünist yöneticilerin en rahatsız olduğu kişilerden biriydi. 1949’da İslamcılık suçlamasıyla tutuklanan Aliya, yeniden mahkum olur ve beş yıl hapis cezasına çarptırılır. Saray Bosna’daki sorunlar 1953’te iktidara gelen Tito yönetimi ile beraber daha da ağırlaşır. Ülkenin Müslüman kimliği ile var olma hakkını sonuna kadar savunacağını bildiren Aliya İzzetbegoviç bu konuda dönemin bütün liderleri ile sürekli temas halinde olmuştur. Mücadele 1974 yılında meyvelerini vermeye başlar ve Komünist rejimin bazı katı kuralları gevşetmesi sağlanır. Bu süreç içinde bazı camiler ve medreseler yeniden açılır. Dinî kurumların bazıları da yeniden hayata geçirilerek, Müslümanların sosyal hayatta yeniden var olmasının zemini oluşturulmuştur.

Aliya İzzetbegoviç 1983 yılında yayımlanan “İslami Manifesto” isimli kitabı yüzünden Avrupa’nın ortasında radikal İslami bir cumhuriyet kurmakla suçlanır ve tutuklanması istenir. 14 yıl hapis kararı, İzzetbegoviç’in bu manifestosunun bütün coğrafyadaki Müslümanlar tarafından bilinmesini sağlar. Mahkûmiyet süresi 11 yıla düşürülür, 1988’de çıkarılan bir afla da serbest bırakılır.

Yıl 1 Mart 1992’ye geldiğinde Bosna Hersek için büyük bir kırılma süreci başlamıştır. Bağımsızlığını ilan eden Bosna Hersek Cumhuriyetinin bu kararını tanımayan Sırplar, Bosna-Hersek yönetiminde söz sahibi olan Müslümanlara karşı savaş ilan edip, tarihe kanla yazılan bir katliam hareketini başlatırlar. Sırp milisler Bosna’nın pek çok kentini işgal eder, bu işgaller sonucunda 1 milyondan fazla Müslüman Boşnak, Göç etmek zorunda kalmıştır. Sırp güçleri, işgal ettikleri yerlerde katliam yapmakla kalmıyor, camileri ve İslam izi taşıyan tarihî eserleri de art arda yakıp yıkıyordu. 1994 yılının sonuna gelindiğinde yaklaşık 250 bin Bosna Hersekli insan katledilmişti. Büyük ve kanlı mücadeleler sonrasında halkının tamamen katledileceğini fark eden Aliya İzzetbegoviç inisiyatif alarak kendisine dayatılan anlaşmayı imzalamıştır. 1995’te ABD tarafından dayatılan “Dayton” Anlaşması imzalandıktan sonra savaş sona erer. Anlaşmaya göre Bosna-Hersek’in  %51’i Müslümanlara ve Hristiyan Hırvatlara, %49’u da Bosna-Hersek Sırplarına verilmiştir. Savaş sırasında Aliya İzzetbegoviç’in Türkiye’ye yazdığı mektup, dünya diplomasi tarihinde istisna bir etkileyiciliğe ve derinliğe sahiptir. Mektubunda Aliya “Türk’ün Evladı, Biz Boşnak’ız ama Türk’üz de. Sen de kalbimde taşıdığım acıyı taşıdığın kadar Boşnak’sın. Utanacak tarihimiz, saklayacak hafızamız yok. Sırp’a karşı sorumlu olduğumuz için değil, yasayla zorunlu kılındığı için değil, kimimiz dinimiz, kimimiz milletimiz, kimimiz Kitabımız, kimimiz ahlakımız sebebiyle vicdan sahibi olduk. Birileri öyle istediği için değil, vicdan bunu tarif ettiği için hiçbir milletin diline, dinine, mezhebine karışmadık. Mezarlarını çiğnemedik, ibadethanelerini yıkmadık, kadınlarına tecavüz etmedik, bebeklerini boğazlamadık. Sen var olmak zorundasın. Bu yüzden bir ve beraber olmak zorundasın. Sömürgecilerin tezgâhıyla saflara ayrışmamalısın. Türk’ün Evladı, bizi, onların bize yaptıklarını ve sorumluluğunu sakın unutma.” Ben Aliya.” Cümleleri ile yüreklerde çok derin bir iz bırakmıştır. Türk İslam tarihini kendi tarihi kadar iyi bilen ve bunu tüm dünyaya bir solukta anlatabilecek entelektüel kapasitede olan Aliya İzzetbegoviç, şu eserleri kaleme almıştır.

  • İslam Manifestosu[
  • İslam Deklarasyonu ve İslami Yeniden Doğuşun Sorunları
  • Doğu ve Batı Arasında İslam
  • Tarihe Tanıklığım
  • Özgürlüğe Kaçışım: Zindandan Notlar
  • Konuşmalar
  • Köle Olmayacağız

Halkının Bilge kral olarak andığı Aliya, Bergson’dan Kant’a kadar pek çok yazardan etkilenmiştir. Ayrıca Balzac, Tolstoy, Ivan Turgenyev, Gorki, Gogol, Puşkin, Stendhal, Victor Hugo, Edgar Allan Poe, Knut Hamsun, Goethe, Émile Zola, Charles Dickens, Günter Grass, Lawrence Durrell, Oscar Wilde, Thomas Mann, Guy de Maupassant, Bertolt Brecht ve Ivo Andric eserlerinin sıkı okuyucusu olmuştur. Aliya İzzetbegoviç’in düşünce dünyasını inşa ederken yararlandığı isimler ise, Aristoteles, Platon, Kant, Hegel, Nietzsche, Niccolo Machiavelli, Henri Bergson, Soren Kierkegaard, Karl Marks, Friedrich Engels, Martin Heidegger, Sigmund Freud, Eric Fromm, Max Weber ve Jose Ortega Gasset’tir. İslam mefkuresini oluştururken İbn Sina, İmam Gazali, İbn Tufeyl, İbn Hazm, İbn Haldun ve Sadi-i Şirazî, gibi büyük alimlerin eserlerinden feyz almıştır.

2000 yılına kadar Bosna Hersek’in Cumhurbaşkanlığı görevini yürüten Büyük lider, 19 Ekim 2003’te 78 yaşındayken hayata veda eder. Kendisi için Saray Bosna’da yapılan Anıt mezara büyük bir katılım ile defnedilmiştir.

Kaynakça

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir