DÜNYAYI SARSAN BÜYÜK EKONOMİK KRİZLER
Ticaretin yoğunlaşması ve üretim kanallarının çoğalması sonucu Dünya, artık ekonomik verilerle ölçülen bir düzene geçmiştir. Ülkeler Gayri safi Yurt İçi Hasıla oranları ile varlıklarını belirtirken, küresel şirketlerin yarattığı markalar, toplumların yaşam modeline kendi imzalarını atmaya başladılar. Hızla üretim ve tüketim sarmalı içinde yaşamaya sürüklenen ülkeler parasal daralma ve alım gücünde düşme anlamına gelen ekonomik krizlerle tanıştı. Doğrudan ve dolaylı olarak dünyanın pek çok ülkesini etkileyen Küresel ekonomik krizleri şöyle listeleyebiliriz:
- Lale Çılgınlığı/ Hollanda (1637) : Ekonomik kriz olarak sayılabilecek Lale Çılgınlığı, parasal daralma ya da alım gücünde bir kısıtlama gerçekleşmesi olayı değildir. 1500’lü yıllarda Osmanlı Devletinden yüksek oranda Lale soğanı getirten Hollanda da Lale, o yılların adeta zenginlik sembolü haline gelmiştir. Gemilerle Hollanda’ya götürülmek üzere yol çıkan lale Soğanları virüs kaptıktan sonra bambaşka bir görünüme kavuşur. Bu yeni lale motifi Avrupa’da büyük ilgi görmeye başlayacaktır. Lale soğanı Hollanda ve Avrupa’da büyük servetlerin elde edilmesinin yolunu açar. Hatta öyle ki Tüccarlar lalenin ne zaman çiçek açacağını bile kontratla teminat altına alır konuma gelmiştir. Bazı Lale türlerinin bir çalışanın yıllık maaşına denk geldiği bilinmektedir. 1637 yılına kadar çok yüksek fiyattan satılan Lalelere talep oranı giderek azalmaya başlar. Fahiş fiyatlara ev sahibi olan Lale pazarı, bu çılgın ticaretin de sonu olur. Hükümet soruna çözüm üretemediği için art arda iflasların yaşanması kaçınılmaz olmuştur. Tarihi kayıtlara Lale Çılgınlığı olarak geçen bu olağandışı dönemin faturası Avrupa için yıkıcı bir etkiye sahipti.
- 1929 Ekonomik Buhranı: Bir borsa skandalı olarak bilinen 1929 krizi Amerika Birleşik Devletlerinde yaşanmıştır. Yüzlerce yatırımcının aynı anda borsada spekülatif işlem yapması sonucu piyasada karşılığı olmayan para miktarlarıyla işlem yapılmak istenince kriz kaçınılmaz olmuştur. Büyük kar vaadi ile satışa sunulan hisse senetleri çok kısa sürede 8,5 Milyarlık satış miktarını yakalar. Spekülasyon sonucu doğan belirsizlik neticesinde tüm yatırımcılar hisselerini satışa çıkarınca, 1929 Dünya Ekonomik Bunalımı başlamış oldu. Büyük şirketler ile bankaların yaptıkları bazı toplu hisse alım anlaşmaları bile krizin büyümesini engelleyememiştir. Ülkedeki toplam zarar 30 milyar doları aştı, bu rakam, ABD’nin I. Dünya savaşında yaptığı harcamanın bile üzerindeydi. Borsa çöktü, iş yerleri tek tek kapandı ve toplu iflaslar gerçekleşti. Dolara olan yüksek talep, faiz oranlarının tavan yapmasına sebep oldu. 1929 Ekonomik Buhranı, ABD kongresinin çıkardığı Glass -Steagall Act kanunu ile kontrol altına alınmaya çalışıldı. Krizin derin etkileri, azalarak da olsa 1987 yılına kadar devam etmiştir.
- Asya Ekonomik Krizi (1997-1999): Asya Ekonomi Mucizesi olarak başlayan süreçte bir çok Asya ülkesi Avrupalı ve Amerikalı yatırımcıların gözde yatırım merkezi konuma gelmiştir. Fakat 1996 yılından itibaren yatırımcıların hızla Tayland, Güney Kore ve Endonezya’dan çıkmaları sonucu bu ülkeler devasa dış borçlar ile karşı karşıya kaldılar. Bu süreci dünya bankalarından alınan yüksek faizli krediler takip etti. Borçların ödenmesine alınan krediler yetmez ve art arta iflaslar yaşanmaya başlar. Asya’yı yatırımcılar için cazip konuma getirmek isteyen ASEAN hükümetleri, faiz oranlarını yükseltir ve bunun sonucu yabancı rezervlerinden aşırı miktarda yerli para satın alınır. Rezerv açığı büyür ve dış sermeye bu ülkeleri terk etmeye devam eder. 1997 yılına gelindiğinde artık kriz kapıdaydı. Tayland Hükümeti “Baht” para birimini piyasaya sürdü ve Asya Ekonomik Krizinin fitili ateşlenmiş oldu. Sancıları Amerika’da yaşanan emlak krizine kadar uzanana Asya ekonomik krizi, IMF önerdiği ödeme paketleri ile kontrol altına alınmaya çalışılmıştır. Krizin genel etkileri belirli oranlarda hala devam ediyor.
- Rusya Ekonomik Krizi (1998): Doğal gaz ve petrol üreticisi Rusya’nın bütçe açığını kapatmak için kısa vadeli satışa sunduğu hazine bonolarının ödeme faizleri giderek artınca, ekonomik hareketlilik Rusya Hükümeti için krize dönüştü. Yatırımcıların yüksek talepleri ile bütçe açığını kapatacağı düşünülen bonolar, Rus merkez bankasının 27 Milyar dolar harcama yapmasına neden olur. Ekonomik kayıplar % 65 oranına kadar yükselir, Enflasyon sürekli artmaya devam eder. Kriz, Rusya Hükümetinin tasarruf tedbirleri uygulaması sonucunda kontrol altına alınırken, birden yükselişe geçen petrol fiyatlarından elde edilen karla da ortaya çıkan zarar, kısa sürede telafi edilir.