DİSTOPİK DÜNYAYA AÇILAN FİLMLER

Ütopya kavramının anti tezi olan distopya, kelime anlamı itibariyle otoriter devlet rejimlerindeki baskıcı anlayış sonucu ortaya çıkan toplum hayatını tasvir eder. Yunanca Ütopyanın zıttı olan distopya kavramı ilk defa İngiliz filozof john Stuart Mill tarafından ortaya atılmıştır. Birçok roman ve sinema filmine ilham veren Distopik evren kavramı altında oldukça önemli filmler çekildi. Gelecekte nasıl bir toplum hayatının insanlığı beklediği sorusuyla yola çıkan distopya türü filmlerin en dikkat çekenleri şunlardır:

  • Zamana Karşı (2011)( In Time): yaşı 25 olan gençlerin yaşlanmayı durdurmak için verdikleri mücadeleyi anlatan gelecek kurgulu filmde zaman, para ve güç anlamında vurgulanıyor. Zamanın rahatlıkla satın alınabildiği sistemde zenginler sonsuza kadar genç kalarak yaşayacak, fakir ve güçsüz olanlar ise ölerek haklarını zenginlere devredecektir. Günümüzün para odaklı yaşamına ciddi bir eleştiri getiren Zamana Karşı filmi, derin sorgulamalar ile izleyiciyi düşünmeye sevk ediyor.
  • Yapay Zeka (2001): 11 yaşında, kendi halinde bir çocuk olan David’in, sahibi olduğu yapay zekadan dolayı, yaşıtlarından farklı olan taraflarını keşfetmesi anlatılıyor. Film yapay zeka programlarını ilk kez gündeme getiren yapımdır.
  • Ben, Robot (2004) : Başrolünde Will Smith’in olduğu ben robot filmi, ünlü bilim kurgu romancısı Isaac Asimov’un aynı adlı romanının uyarlamasıdır. 2035 yılı toplumda robotların görev almaya başladığı bir dönemdir. Fakat üretimde yaşanan bir sorun robotların zihin sisteminde kontrol dışı bir farklılık yaratır ve itaat dışına çıkmalarına sebep olur. Chicago eyaleti büyük bir robot isyanı ile karşı karşıyadır…
  • 1984: film, 3. Dünya savaşı sonrası distopik bir evrende yaşananları anlatmaktadır. Büyük bir devlet olan Okyanusya, korkunç bir baskı rejimi ile insanlığı boyunduruğu altına almıştır. Ülkedeki herkes verilen emirlere harfi harfine uymak zorundadır. Okyanusya rejiminin koca bir yalan olduğunu anlayan insanlığı, endişe dolu günler bekler.
  • Fahrenheit 451: tüm kitapların yakıldığı ve tüm düşüncelerin yasaklandığı bir ülke düşününün. Devlet yayımlanmış bütün kitapları, büyük bir organizasyon ile yakmaya başlar. İtfaiye memuru Guy Montag da bu yakım işiyle görevli memurlardandır. Günün birinde kitap aşığı olan bir kıza sevdalanınca kitaplara ve hayata bakışı tamamen değişir. Okumanın gücüne vurgu yapan, Fahrenheit 451filmi, sıkı bir totaliter rejim eleştirisidir.
  • Azınlık Raporu (2002): 2054 yılının Washington DC’de geçen film, cinayetleri daha işlenmeden hisseden polis birim amiri John Anderton’ın hikayesini anlatmaktadır. Dedektif John, kusursuz bir biçimde işleyeceğine inandığı suç tanımlama sisteminin, büyük aksaklıklar barındırdığını fark eder. Sistem işlemez olmuştur ve devlet dedektif John’u suçlu olarak ilan eder. Her şey biranda değişir. Suç ve suçlu kavramlarına derin bir sorgulama, Azınlık Raporu.
  • V for Vendetta (2005): 2020 yılının İngiltere’sinde geçen V for Vendetta, türlü yasaklar ve engellerle idare edilen halkın nasıl şiddet yanlısı bir konuma geldiğini anlatır. Alan Moore’un romanından uyarlanan film, sinemaya epik bir bakış açısı sunar.
  • Son Umut (2006): 2027 yılında dünya anlam verilemeyen olaylara sahne olur. Artık üreme olmaz ve dünyanın en genç insanı 18 yaşında hayatını kaybeder. Bir grup insan bu garip olayların sebebini araştırmak için yola çıkar. Mültecilerle bozulan sosyal hayat, yoldan çıkmış bürokrasi ve duyarsız mekanik yaşam, dünyanın sonunu getirecek felaket midir? Son umut, sorular ve cevaplarla ilerleyen bir uyanış çağrısıdır.
  •  

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*