Otizm Nedir? Otizmli Bireyde Hangi Belirtiler Gözlenir?
Otizm Nedir? Otizmli Bireyde Hangi Belirtiler Gözlenir?
Merhaba sevgili okurum,
Bazılarımızın tam olarak bilmediği otizm aslında hepimizin farkındalık kazanması gereken konulardan bir tanesidir. Çünkü bulunduğumuz toplum içerisinde bu bireylerle karşılaştığımız zaman onlara karşı göstermemiz gereken davranışların tam olarak ne olduğunu bilmiyoruz maalesef. Bugün birlikte otizmi öğreneceğiz.
Otizm Nedir?
Otizm, doğuştan gelen ve genellikle yaşamın ilk üç yılında fark edilen karmaşık bir gelişimsel farklılıktır. Otizmin, beynin yapısını ya da işleyişini etkileyen bazı sinir sistemi sorunlarından kaynaklandığı düşünülmektedir.
Çocuğun çevresi ile yeterli sosyal ilişkiler kuramaması, dil-iletişim alanında belirgin gelişimsel sorunlar göstermesi ve takıntılı davranış biçimlerine sahip olması ile tanımlanır. Bu hastalığa sıklıkla gastrointestinal bozukluklar, nöbetler ve uyku bozuklukları gibi tıbbi sorunlar eşlik eder.
Dünyaya gelen her 59 çocuktan birinde otizm spektrum bozukluğu bulunuyor. Hastalığın erkek çocuklarda görülme oranı kız çocuklara göre 5 kat daha fazla. Otizm tanısı konulan çocukların yaklaşık yarısında zeka geriliği de tespit ediliyor
Otizmin Nedeni Nedir?
Otizmin nedeni hala tam olarak bilinmemektedir. Otistik bireylerde beyin hücreleri farklı çalışmaktadır. Hücreler arasında mesaj taşıyan kimyasal ileticilerde eksiklik yada fazlalık olduğu düşünülmektedir. Aynı zamanda bu hastalığın gelişmesinde ailesel bir kalıtım ve çevresel faktörlerin etkili olduğu düşünülmektedir.
Otizmli Bireyler Nasıl Belirtiler Gösterir?
Çocuklarda otizm belirtileri üç yaşından önce ortaya çıkmaktadır, ancak bazen tanı üç yaşından sonra da konulabilir.
Otizmin başlıca belirtileri;
- Başkalarıyla göz teması kurmamak,
- İsmi söylendiğinde bakmamak,
- Çocuğunuzun parmağıyla istediği şeyi gösterememesi,
- Dönen nesnelere karşı aşırı ilgi duymak,
- Sallanmak, çırpınmak, parmak ucunda yürümek gibi hareketlere sahip olmak,
- Yaşıtlarının oyunlarına ilgi duymama,
- Takıntılı davranışlar sergileme,
- Konuşmada gerilik,
Belirtilerden bir ya da birkaçı gözlemleniyorsa hemen bir çocuk ergen psikiyatristine başvurulmalıdır.
Bunların yanında her otizmli bireyin birbirinden farklı olduğunu unutmamak gerekir. Yani onları aynı şekilde görmek yerine her bireyde olduğu gibi hepsini bir birey olarak düşünerek , aynı zamanda sadece gelişimsel bir bozukluklarının olduğunu unutmamak gerekir.
Otizm tanısı alan bir bireyin ailesi ise şunlara dikkat etmelidir:
Ailelere ilk öneri , çocuklarında gelişimsel bir farklılık gördükleri anda profesyonel yardım almalarıdır. Otizmin belirtileri en erken yaşamın ilk 6. ayında fark edilebilir. Aileler başkalarıyla göz teması kurmamak, gözlerin bir yere takılıp kalması, ismi söylendiğinde bakmamak, sözleri tekrarlamak, parmağıyla ile istediği şeyi gösterememek, akranlarının oynadığı oyunlara ilgi göstermemek, sallanmak, çırpınmak, parmak ucunda yürümek, dönen nesnelere karşı aşırı ilgi ve takıntılı davranışlar gibi belirtilerden bir ya da birkaçını çocuklarında gözlemliyorsa bu belirtileri görmezden gelmemelidirler , hemen bir çocuk psikiyatristine başvurmalıdırlar. Teşhis aldıktan sonraki süreçle ilgili en önemli önerimiz otizmin yaşam boyu devam eden bir süreç olduğunu daima hatırlamaları. Bir anda her şeyin düzeleceği düşüncesi çok gerçekçi değil. Otizmli çocuğu olan aileler yaşam boyu çocuklarını düzenli olarak psikiyatriste götürmelidirler. Fakat doktor sürecinden de maksimum şekilde faydalanmak yine ailelerin elinde. Çocuklarını sürekli gözlemleyip notlar tutmalı ve bu notları doktorla paylaşmalılar. Hatta gerekirse o doktorun da doğru kişi olup olmadığı sorgulanmalı.
Kullanılan ilaçların olumlu ya da olumsuz etkilerinin de mutlaka takip edilmesi gerekiyor. İlacın 5 kriterde ilerleme konusunda yardımcı olması gerekiyor: Hiperaktivite, uyku, iştah, dikkat ve takıntı. Eğer bu kriterlerde bir gelişme sağlanamıyorsa mutlaka doktora danışılarak ilaç değişikliğine gidilmeli. Çünkü çocuktaki öğrenme kapasitesini artıran başlıca etkenler bunlar. İlaç prospektüsüne ya da yan etkilerine takılıp kalmak yerine ilacın bu 5 kriterde ne kadar katkı sağladığı gözlemlenmeli.
Otizmin tek tedavisinin sürekli, yoğun ve özel eğitim olduğu unutmamalı. Alternatif yöntemlere başvurmak yerine çocuklarımızı özel eğitimle iyileştirmenin yollarını aramak, umut ettiğimiz gelecekleri için en doğru karar olacaktır.
Otizm konusunda tüm toplum bilinçlendirilmelidir,
Otizm farkındalığı aslında sadece ailelerin farkındalığı anlamında değil, kamu kurumları, üniversiteler ve sağlık kurumlarının da farkındalığı olması gereken bir durum. Bu anlamda toplumun farkındalığını arttırmaya yönelik çalışmalar gerçekleştirmek şüphesiz çok önemli. Burada kamu kuruluşlarımızın, kurumlarımızın, kreşlerimizin, anaokullarımızın, aile hekimlerimizin ve sağlık çalışanlarımızın bilinçlendirilmesi çok önemli. Bu anlamda anne babaların bilmesinin dışında çocuklarla etkileşimi olan hekimlerden eğitimcilere kadar farklı meslek gruplarının da bu konu hakkındaki farkındalık yararlı olacak.