GüncelHaberKültür Sanat

DÜŞÜNCEYE SES VEREN MÜTEFEKKİR: “CEMİL MERİÇ”

DÜŞÜNCEYE SES VEREN MÜTEFEKKİR: “CEMİL MERİÇ”

Hüseyin Cemil Meriç. Türk düşünür, çevirmen ve sosyolog. 1916 yılında Hatay Reyhanlı’da doğdu. Küçük yaşlarından itibaren edebiyat ve felsefeyle meşgul olmaya başladı. Balkan savaşları neticesinde Dimetoka’dan göç etmiş bir ailenin çocuğu olan Cemil Meriç’in babası Mahmut Niyazi bey, annesi ise Zeynep Ziynet Hanımdır. Babası Mahmut Efendi Antakya’da ağır ceza hakimi, annesi Zeynep hanım ise mütevazi, sessiz bir ev hanımıydı. Babasının memuriyetten ayrılmasının ardından Cemil Meriç ve ailesi tekrar Reyhanlı’ya dönmüştür. Reyhanlı idarisinde ilkokulu bitiren Meriç, Lise için tekrar Antakya’ya döner ve Fransız İdaresindeki Antakya Sultanisinde okur. Gözlerindeki sorun ilk kez bu okulda okurken ortaya çıkmıştır. Cemil Meriç’in göz numarası 6 derece miyoptur. Okul gazetesinde yayımlanan “geç kalmış bir muhasebe” isimli yazısından ötürü okul idaresi hakkında soruşturma başlatır. Yazarın milliyetçi tutumu ve bazı okul hocalarını eleştirmesi sonucunda kendisine lise diploması verilmedi. Bunun üzerine İstanbul’a gitme kararı alan Meriç, yepyeni bir hikayeye başlamış oluyordu. Büyük bir şehir, değişen dünya ve değişen toplum. Hepsi Cemil Meriç’in düşünce ve algı dünyasında süzülmeye başladı. Lise diplomasını alabilmek için İstanbul Pertevniyal Lisesine yazılan düşünür, dönemin ünlü yazarları Nazım Hikmet ve Kerim Sadi ile bu yıllarda tanışır.  Lise bittikten sonra ekonomik sıkıntı çeken Meriç, İskenderun’a döner ve 9 ay ilkokul öğretmenliği yaptıktan sonra tercüme bürosuna mütercim olarak çalışma başvurusu yapar. Başvurusu kabul edilir ve burada reis muavini olarak çalışır. THK’da sekreterlik, ilkokul hocalığı ve katiplik gibi geçici işlerde de bir süre çalışan Cemil Meriç Hatay Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs suçundan yargılanır ve iki ay hapis yatar. İdam talebi ile mahkemeye sevk edilir ancak suçsuz olduğu belirlendiği için beraatine karar verilir. 1940 yılı, Mütefekkirin yepyeni bir hayata başladığı yıldır, İstanbul Üniversitesi Yabancı diller okuluna burslu olarak kaydolmuştur. Bu yıllarda makaleleri, İnsan, Yücel, Gün, Ayın Bibliyografyası gibi dergilerde de yayımlanmaya başlar. 1942 yılında Elazığ lisesinde Fransızca öğretmenliği yapmaya başlayan Meriç, bu dönem, Avrupa’da baş yapıt olmuş fakat Türkiye’de tanınmayan romanları çevirmeye başlar. İlk çevirisi Balzac’ın “Altın Gözlü Kız” romanıdır. Öğretmen eşinin Elazığ’da, üst üste düşük yapması, Cemil Meriç’i derinden sarsar. Çift çocuk sahibi olabilmek için daha iyi imkanların olduğunu düşündükleri İstanbul’a taşınır. 1945’te Oğulları Mahmut, 1946 yılında da kızları Ümit dünyaya gelir. Aynı yıl İstanbul Üniversitesinde Fransızca Okutmanlığına başlayan Cemil Meriç 1974’de emekli oluncaya kadar bu görevini sürdürür.

1954 yılında gözleri iyiden iyiye görmez olur mütefekkirin. Birkaç operasyon geçirir fakat çare olmaz. O da Fransa Paris’e gider ve görmeyen gözleri için burada deva aramaya başlar. 6 ay süren tedavi ve ameliyatlar da çözüm olmamıştır. Meriç, görmeyen biri olarak yurduna döner ve evine kapanır. Girdiği bunalımdan yakınlarının desteğiyle yavaş yavaş çıkmaya başlayan filozof, kendini kitaplarını yazmaya adar. 20 yıl sürecek günlük yazma faaliyeti, bu yıllarda başlamıştır.  Öğrencilerinin ve Kızının sekreterliğinde, düşüncelerini ve notlarını kitaplaştırmayı başarır. Üretken bir yazarlık dönemi yaşayan Meriç, çalışmalarını kitap olarak, farklı yayın evlerinden bastırmaya, ölümüne kadar devam etti. 1983’te yaşadığı bir beyin kanaması sonucunda sol tarafı felç olmuştur. Bu süreçten sonra çalışmakta zorlanan Cemil Meriç, evinde sakin bir yaşam sürdürdü. Türk irfanının yetişmiş en büyük kalemlerinden biri olan filozof, 13 Haziran 1987 yılında hayatını kaybetti. Mezarı, sevenlerinin katılımıyla İstanbul Karacaahmet mezarlığına defnedilmiştir.

Türk kültür ve düşünce hayatına, kendine özgü üslubu ve yazım tarzıyla büyük bir derinlik katan Cemil Meriç’in, yayımlanan eserleri ve aldığı ödülleri şunlardır:

  • 1964: Hint Edebiyatı
  • 1967: Saint Simon İlk Sosyolog, İlk Sosyalist
  • 1974: Umrandan Uygarlığa
  • 1974: Bu Ülke
  • 1978: Mağaradakiler
  • 1980: Kırk Ambar
  • 1984: Işık Doğudan Gelir
  • 1985: Kültürden İrfana

ÖDÜLLER:

  • 1974: Türkiye Millî Kültür Vakfı ödülü
  • 1981: Türkiye Yazarlar Birliği Yılın Fikir Eserleri ödülü
  • 1983: Türkiye Millî Kültür Vakfı ödülü, Ankara Yazarlar Birliği Derneği’nin Yılın Yazarı ödülü

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir