TÜRK FUTBOLUNDA ŞİDDET
Spor aktiviteleri içinde görülmek istenmeyen şiddet hadiseleri, toplumumuzda giderek bir hastalığa dönüşüyor. Bunun en uç örnekleri maalesef Futbol müsabakalarında gerçekleşti. Medeni uzlaşı içinde kendini anlatamayan insanların başvurduğu şiddet eylemleri konusunda herkes artık önemli tedbirlerin alınmasını bekliyor. Tarih 11 Aralık 2023’ü gösterdiğinde, Türk futbolu karanlık bir şiddet olayıyla sarsıldı. Ankaragücü-Çaykur Rizespor karşılamasını yöneten FIFA kokartlı hakem Halil Umut Meler, Ankaragücü başkanı Faruk Koca tarafından yumruklu saldırıya uğradı. 1-1 biten karşılama sona erdiği anda henüz orta sahada karşılaşmanın bitiş düdüğünü yeni çalmış olan Hakem, daha ne olduğunu bile anlamadan yanına doğru hızla koşan Ankaragücü başkanının yumruğuna hedef oldu. Yere düşen Halil Umut Meler elleri ile yüzünü korurken bazı kişiler ayakları ile hakemin yüzünü tekmelemeye devam etti. Büyük bir infiale neden olan bu şiddet hadisesinin ardından, Türk Spor kamuoyu ve Hükümet yetkililerinden gelen peş peşe açıklamalardan sonra pek çok şeyin artık eskisi gibi olmayacağı anlaşılmıştı.
Peki neden şiddet? Sporun barış ve kardeşlik duygularını geliştirdiği vurgulanırken hangi düşünce ve duygular bu olumlu tabloyu bozuyor?. Kuvvetle muhtemeldir ki sivil toplum örgütleri ve devlet kurumları sporun şiddetten ayrıştırılması için gereken tüm somut önlemleri almak için uğraşacaktır. Bunun için özellikle büyük takımların yöneticilerine ve futbolculara büyük sorumluluklar düşüyor. Maç sonu yapılan açıklamalarda özellikle hakemler ve yöneticiler hakkında daha temkinli ve sağduyulu açıklamalar yapmak, bu konu hakkında iyi bir başlangıç olabilir. Eğitim ve kültür faaliyetlerine ülkemizin ilgili kurumlarındaki müfredatlarda daha fazla yer vermek ve gençlerin ilk önce spor ahlakı ile donatılmasını sağlamak, kurumların öncelikle geliştirmesi gereken eylem planıdır. Dünya çapında bir hakemimizi kendi ellerimizle şiddet sarmalında bırakmak, ilerleyen yıllarda ülke sporu için geri dönüşü olmayan yıkımlara sebebiyet verebilir. Türk sporuna emek veren ve nitelik kazandıran her spor insanı özeldir ve mutlaka takdir edilmelidir. Bu anlayış tüm dünyada böyledir. Türk Futbolunda ve diğer spor branşlarında şiddet kabusunu bitirebilmek için özellikle görev düşen birimler şunlardır:
- Kulüp Yöneticileri: ekranlarda daha fazla yer alabilmek için ve takımının menfaatlerini her şeyin üzerinde gördükleri için maksadını aşan açıklamalar yapabiliyorlar. Bundan vazgeçmek daha sağduyulu bir yaklaşımı tercih etmek, bu soruna çözüm yolunda iyi bir adım olacaktır.
- Medya: meseleleri abartmadan reyting uğruna köpürtmeden ele almaları, şiddet sorununu çözmek adına büyük bir hamle olabilir.
- Futbol federasyonu: elindeki yetkileri kuralları esnetmek için değil, kuralları mutlak anlamda uygulama noktasına getirirlerse, tüm spor kulüpleri de buna göre daha dikkatli davranma yoluna gider. Adaletli davranıldığı duygusu, tüm spor kamuoyunda hakim olduğu an gereksiz pek çok tartışma sona erecektir.
- Güvenlik birimleri: spor karşılaşmalarında herhangi bir güvenlik zafiyetinin olup olmadığı denetlenirse, şiddet hadiselerinin yarattığı tedirginlik, müsabakalardan uzaklaştırılmaya başlanır.
Bilgi, ilim ve kültür hayatının neşesi olan sporun daha da nitelikli hale gelebilmesi için insanlık dışı saldırıların ve şiddet içeren davranışların sona ermesi, geleceğimiz açısından hayati öneme sahiptir.