ÇEVRE DOSTU TAŞIT BİSİKLETİN TARİHİ

ÇEVRE DOSTU TAŞIT BİSİKLETİN TARİHİ

Tarih boyunca farklı tekerlekli taşıtların icat edilmesi ile bisikletin icadı, 1817 yılında kesişmiştir. Alman Baron Karl von Drais de Sauerbrun tarafından icat edilen ilk bisiklet, binicisinin iteklemesi sayesinde gidebilen bir modeldi. Deneme sürüşü ile ilk etapta 14 km yol gidilmiştir. Von Drais tarafından koşu makinesi olarak adlandırılan bu tahtadan yapılma tekerlekli taşıtın pedalı yoktu. Sürücünün yerden destek alarak hareketlendirdiği araçta dengede durmak için kolları bir açıda tutmak gerekiyordu. Von Drais’in bu taşıtı daha sonraları  Draisienne isminde geliştirilerek, kas gücü ile çalışan ve  ray üzerinde giden araç modeline ilham olmuştur. Koşu makinesi isimli taşıttan bir adet satın alan İngiliz Denis Johnson, modeli daha da geliştirerek, “yaya at arabası” ismiyle piyasa sürdü. Her iki taşıtın da dengede kalma probleminin olması, belirli bir süre sonunda kullanımdan kalkmalarına neden oldu. İlerleyen 35-40 yıl boyunca üretim ve tasarımlar 3 ve 4 tekerlekli bisikletler üzerinde yoğunlaşmıştır. Bugün kullanılan bisikletin ana modeli olan klasik bisikletin seri üretimi, ilk defa Michaux Company firması tarafından gerçekleştirilmiştir. Firmanın yıllık üretimi çok kısa sürede 140 adete ulaşmıştı. Gittikçe artan bir ilgiyle karşılaşan bisikletler, devlet kurumları tarafından da yakından incelenmeye başladı. 1850 yılından sonra Fransa Savunma Bakanlığı, bisiklet üretimine destek vermiş ve 1871 yılında üretilen bisikletleri satın alarak, Almanya ile olan savaşta kullanmıştır.

Trufaut’un kauçuk lastiği bulmasıyla bisikletler daha hızlı ve daha seri yol almaya başladı. 1888 yılında İrlanda’da üretilen havalı plastik bisikletler ile sektör, çok farklı bir boyuta ulaşmıştır. Parça maliyeti ve yüksek işçilik giderleri sebebiyle ilk dönemler halk tarafından kullanılamayan bisikletler, teknolojik gelişmelerin ilerlemesi sonucu maliyet ve işçilik yönünden ucuzlayarak, 1900’lü yılların başında, artık halkın da kullanabildiği taşıtlar olmuştur. İngiltere, İspanya, İtalya, Fransa ve Belçika’da açılan bisiklet fabrikaları sayesinde bisiklet, Avrupa’da günlük hayatın en önemli taşıtı olmuştur. II. Dünya savaşında da oldukça yoğun bir şekilde kullanılan bisikletler giderek artan mühendislik ayarlamaları ile bugünkü kullanışlı yapılarına kavuşmuştur.  Kadro, Maşa, fren, tekerlek, vites donanımı ve çeşitli aksesuarlardan oluşan bisikletler, hem kullanımının sağlığa faydalı olması açısından, hem de çevreye hiçbir zarar vermemesinden dolayı, pek çok ülkede tercih edilmeye devam ediyor.

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.


*