TÜRKİYE’NİN TABİAT HARİKALARI
Uzungöl
Trabzon’un Çaykara ilçesinde bulunan Uzungöl, Karadeniz bölgesinin önemli turistik ziyaret alanlarındandır. Uzungöl tabiat parkı ile sınır komşusudur. Göl, Çaykara ilçesine 19 km mesafede, Kaçkar sıradağlarının tam soğanlı yerleşkesi ile birleştiği alandadır. Bölgenin en eski ağaç türleri yine bu bölgede bulunur. 250 adet kuş ve 59 adet memeli popülasyonuna ev sahipliği yapan Uzungöl, yabani hayatın devamı için olumlu koşulları da içinde barındırmaktadır. Bölgede yaşayan hayvanlardan bazıları, Karaca, Boz ayı, sansar, su samuru, yaban domuzu, Vaşak, boynuzlu yaban keçisidir. Alanda tespitleri tamamlanan 658 tür bitki familyası, tabiat varlıkları olarak kayıtlara geçirilmiştir. Tabiat parkı statüsünde olan bölge, aynı zamanda da doğal sit alanı olarak, koruma altındadır.
Kartpostallık Bir Manzara
1970’ den günümüze azalım gösteren nüfusa sahip Uzungöl, doğal güzellikleri nedeniyle, Türkiye’nin tabiat harikaları içerisinde sayılır. Yaylalarla çevrili şirin bölge, yaz, kış ziyaretçilerini ağırlamaya devam etmektedir. Özellikle kış aylarında bölge, kartpostallık bir manzara sunar. Kadim “Şerah” köyü, bölgenin tarihi noktalarındandır. En fazla yağışın sonbaharda alındığı Uzungöl’de, doğaseverler için dinlenme ve konaklama alanları da mevcuttur. Göl manzaralı balık lokantası, turistik pansiyonları, butik otelleri, ziyaretçilerin hizmetine sunulmuştur. Haldizen deresinin kapanması sonucu meydana gelen Uzungöl’ü ziyaret edenler, Karaster yaylasını da gezebilir. Yemyeşil tabiatı ve serin havası ile yayla, bölge insanının vazgeçilmez dinlenme yeridir. Trabzon’un ekonomi turizm merkezi konumunda olan gölün sık ziyaretçileri arasında, doğa fotoğrafçıları da yer almaktadır.
Çıldır Gölü
Doğu Anadolu bölgesinde, balıkçılıkla birlikte anılan, Çıldır Gölü, bölgenin en büyük tatlı su gölüdür. 123 km2 yüzölçümüne sahip olan göl, Ardahan ve Kars il sınırları içerisinde yer alır. Derinliği 42 mt’yi bulan oluşumun yüksekliği ise 1959 mt’dir. Gölde yaşayan en etkin balık türü aynalı sazandır. Balık avlanma faaliyeti bölgede her mevsim devam etmektedir. Gölün Arpaçay yönünde ilerleyerek, telek çayına ulaşan bir kolu bulunur. Birden fazla kaynaktan beslenen Çıldır Gölü etrafında, hayvancılık da yapılmaktadır. Otlak, mera yapısındaki bölgeye Akçakale harabeleri sınırdır. Sert kış koşullarının hakim olduğu göl çevresi, tarım faaliyetleri için elverişsizdir. Gölün ekolojik dengesi, çevresindeki adalarla bağlantılıdır. Adalar bölgesi, yılın her mevsimi doğa turizmi ile oldukça canlıdır.
Yaylaların Güzelliği
Türkiye’nin tabiat harikaları ndan Kış mevsiminin gelmesi ile donan gölün buz kalınlığı 50 cm civarındadır. Kızaklı gezi turları ile jet ski aktiviteleri yoğun ilgi görmektedir. Doğa fotoğrafçılarının uğrak yerlerinden olan Çıldır Gölü, kış mevsiminin bütün güzelliğini ziyaretçilerine yansıtır. Ulaşım için Kars üzerinden bölgeye ulaşmak daha kolay ve ekonomiktir. Yörede her yıl düzenlenen festivale, Azerbaycan, Türkmenistan, Kırgızistan’dan da, yoğun bir katılım olur. Gölü çevreleyen yaylaların güzelliği, yöreye has çiçekler ve martılarla bütünleşmiştir. Buzların nisan ayına kadar erimediği gölde, delikler açılarak balık avına devam edilir. Çevresinde farklı etkinliklere katılmak isteyenler için, Posof çayında, Aygır ve Aktaş Gölünde, sportif olta balıkçığı önerilebilir.
Aynalıgöl Mağarası
Bölgeyi gezen bir çoban tarafından ilk kez görülen Aynalıgöl, diğer bir adla Gilindere mağarası, Mersin il sınırlarında, Aydıncık ilçesinin 7 km güneydoğusunda yer alır. Deniz ve kara bölümünden iki girişi bulunan mağara, bölgedeki bir köy ile sınırdır. İçi tamamen damlataş oluşumları ile kaplanmış olan Aynalıgöl Mağarası, 46 m derinliğe sahiptir. Deniz girişinden 50 m olan yükseklikteki alandan geçilerek içerisindeki doğal oluşum 47 m derinliğindeki göle ulaşılır. Ayrıca mağara içerisindeki sarkıt ve dikitler dikkat çekici özelliktedir. Yapı taşlarının su altında olması dolayısıyla hava değişikliklerinden etkilenmedikleri gözlemlenmiştir. Türkiye’nin tabiat harikaları içinde sayılan göl, Akdeniz bölgesinde bu iklime sahip, tek doğal oluşumdur.
Vadoz Zon
Pleistosen denizellik etkisi ile şekillenen Aynalıgöl Mağarası, sahip olduğu kireç taşı kriterleri ile Türkiye’deki Üç mağaradan biridir. Orta Toros Dağlarının güney yakasında bulanan mağara, farklı dönemlerde oluşumunu tamamlamıştır. Yarasa dışında başka bir canlının yaşamadığı yapıda, hava yıl boyu sıcak ve nemlidir. Gölün bulunduğu bölmedeki hava ortamı diğer bölgelere göre daha nemlidir. Bu bölüm Doygun Zon olarak adlandırılmıştır. Kalan diğer bölümlerin adı ise Vadoz Zon’dur. Yağışların seyrek olduğu mağara çevresinin su seviyesi, fazla değişiklik göstermemektedir. Akdeniz ikliminin tarih boyu geçirdiği değişimler Aynalıgöl Mağarasının farklı katmanlarında tespit edilmiştir. Damlataşlar salonundan başlayarak devam eden farklı iklim kriterleri, mağaranın iç bölümlerinin sınıflandırılıp isimlendirilmesinde, belirleyici kriter olmuştur.
Van Gölü
Ülkemiz Doğu Anadolu bölgesi illerinden Van ve Bitlis’e kıyısı olan Van Gölü, tuzlu ve sodalı içeriği ile dünyada istisna bir yere sahiptir Volkanik set gölü olan bu doğal yapı, nemrut dağının patlaması sonucu tektonik çöküntü alanlarının önünün kapanması sonucu oluşmuştur. Yüz ölçümü 3713 km2’dir. Göl, deniz ve tatlı su özelliklerinin dışında farklı bir yapıya sahip olduğu için, çok soğuklarda bile donmaz. 600 bin yaşında olduğu varsayılan Van Gölü’nün su derinliği, yaklaşık 171 mt’dir. En derin sahası ise 451 mt olarak ölçülmüştür. Özel bir ekosisteme sahip Van Gölü’nün, Akdamar, Adır, Kuş ve Çarpanak adında 4 adası mevcuttur.
Arkeolojik Sit Alanı
Türkiye’nin tabiat harikaları ndan Sahil ve adalarının güzelliğine tarihi eserler eşlik eder Van Gölü’nde. Bu özelliğinden dolayı 1990 yılında arkeolojik sit alanı ilan edilmiştir. Türkiye’nin en büyük gölü olan bu doğal güzellikte, sodalı yapısından dolayı biyolojik çeşitlilik oldukça azdır. Dünyaca ünlü inci kefali gölde yaşayan nadir canlılardandır.2018 yılında tespit edilen siyah benekli sarıbalık ise bir diğer nadir çeşittendir. En fazla kıyısı Bitlis iline olan gölün, bir diğer dikkat çeken varlığı da sahip olduğu uranyum miktarıdır. Akdamar adasını ziyaret eden turistler, feribot seferleri ile de tüm adaları gönüllerince gezebilirler. Tarih ve turizmin bir arada olduğu adadaki Surp haç kilisesi, Akdamar kilise ve haneleri, oldukça yoğun ziyaret oranına sahiptir.
Yedigöller
Yılın her mevsiminde rengarenk güzelliğinden hiçbir şey kaybetmeyen Yedigöller, Bolu’ya 42 km uzaklıkta 780 metre rakımlı plato üzerinde yer alır. Kışın tam bir doğa harikasına dönüşen parka ulaşım yoğunlukla, Devren, Mengen üzerinden yapılır.1965 yılında milli park statüsünde koruma altına alınan yapı, sarsıntılarla kayan kayaların, vadi önünde set meydana getirmesi neticesinde oluşmuştur. Park çevresinde Bizans dönemine ait bazı kalıntılarda mevcuttur. “Köyyeri” mevkii olarak geçen bu alandaki kalıntılar, bölgenin eski dönemlerde yerleşim yeri olarak kullanıldığına da işaret eder. Parkın, Seringöl, Deringöl, Nazlıgöl, Küçükgöl, Sazlıgöl ve İncegöl adında 7 gölü vardır. Göller, birbirlerine yaklaşık 100 mt mesafe uzaklıkta, iki plato üzerindedir. Göllerin en büyüğü, adından da anlaşılacağı üzere, 15 mt derinlikteki Büyükgöl’dür.
Tabiat Harikası
Ülkemizdeki alabalık üretiminin ilk defa başladığı yer olan Yedigöller, bu konumunu canlı alabalık çiftlikleri ile devam ettirir. Damızlık amaçlı tutulan balıklar Büyük göldedir. Bir diğer ilgi çeken göl ise; Nazlı göldür. Gölün dibinden sızan suların, kuzeyden taşmasıyla oluşan şelale, sessiz sakin akmaya devam eder. Bölgenin ziyaret edilebilen en yüksek noktası, Eğrikiriş tepesidir. 465 mt uzunluğa sahip Kirazçatı ise yere en yakın nokta olarak ölçülmüştür. Parkın içerisinde yer alan “Kapankaya Seyir terası” göllerin tamamını seyredilmek için oldukça elverişlidir. Geyik, karaca, tavşan, sincap gibi canlı türlerine de ev sahipliği yapan bu tabiat harikası, kamp severlerin de uğrak yerleri arasındadır.
ayrıca istanbul galata kulesi ile ilgili yazımızı okumak için tıklayınız
ayrıca ankarada gezilecek yerler yazımız içinde tıklayınız